4 Şubat Cumartesi, Saat 14.00
Toplanma Yeri: Bern Waisenhausplatz
Her yıl on binlerce insan çeşitli nedenlerle ülkelerinden göç etmek ve hem göç esnasında hem de göç ettikleri ülkelerde çok ağır koşullara katlanmak zorunda kalıyor. Avrupa’nın göçmen politikası ve sınırları kapatması yüzünden göç yolları çok tehlikeli ve çoğunlukla da ölümcül. Göçmenler buralara ulaştıklarında ise, zorla sınır dışı edilme veya geldikleri ülkelere geri gönderilme tehdidi yüzünden daha iyi bir gelecek kurma umutları yok ediliyor. Bu ırkçı ülkede oturum iznine sahip olabilme imkanı çok düşük. Sınır dışı etme politikası, devlet tarafından uygulanan insanlık dışı şiddetin aşırı bir biçimidir.
Sınır dışı edilmeler durdurulsun!
“Yerli” işçiler ve göçmen işçiler birbirleriyle haksız bir rekabete zorlanıyor, göçmen bir işçi aynı işi yerli bir işçiden çok daha uzuca yapmak zorunda bırakılıyor. Ağır iş koşullarının olduğu ve düşük maaşlı işlerde yoğun biçimde göçmen işçiler çalıştırılıyor. Ayrıca göçmenlerin yerlilere kıyasla ev kiralayabilmeleri çok daha zor, sürekli daha küçük yaşam alanlarına ve kötü yaşam koşullarına mahkum ediliyorlar. Bir bölgede kentsel dönüşüm uygulanıyorsa, yerlerinden ilk edilenler yine çoğunlukla göçmenler. Eğitim ve sağlık sisteminden en az yararlanabilenler de göçmen kitlesi.
Irkçı sömürü ve eşitsizlik son bulsun!
Siyahiler ve “people of colour” ortalamanın üzerinde polis kontrollerine, baskıya ve polis şiddetine maruz kalıyorlar. Bu sistematik ayrımcılık siyasete ve devlet kurumlarına da nüfuz etmiş durumda. Irksal profilleme (Racial Profiling) bazı “kötü” polislerin yaptığı bireysel hata ve haksızlık değil, aksine tüm devlet kurumlarına ve siyasete yayılmış yukarıdan aşağıya emredilen bir devlet stratejisidir.
Irksal Profillemeyi durdurun!
İsviçre her yıl Frontex (Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi) ve militarizme milyonlarca Frank bütçe ayırıyor. Bu sınırlar ve “sınır güvenliği” anlayışı yüzünden her yıl sayısız insan Akdeniz’de boğularak ya da Balkan rotası üzerinde donarak yaşamını yitiriyor.
Kaçış yolları güvenli hale getirilsin, sınırlar açılsın!
Dublin Sözleşmesi’ne göre İsviçre göçmenleri sistematik olarak diğer Avrupa ülkelerine sınır dışı edebiliyor. Örneğin İtalya ya da Macaristan gibi iltica haklarının güvencede olmadığı ülkelere sınır dışılar gerçekleşiyor ve insanlar buralarda sokaklarda yaşamaya mecbur kalıyor. İsviçre Dublin Sözleşmesi’nden ayrılmalıdır.
Dublin Sözleşmesi feshedilsin, herkese hareket ve ikamet özgürlüğü!
Göçmenler İsviçre’de mülteci kamplarında kalmak zorundalar. Bu kamplar karşılama mekanları değil, ırkçılık mekanlarıdır. Bu kamplar, göçmenleri kontrol altına alıp burada kalma haklarını en hızlı biçimde engellemenin organize edildiği mekanlardır. Çoğunlukla yeni gelenleri korkutmak ve burayı terketmelerini sağlamak için günlük yaşamın işlevsizleştirildiği, askeri disiplin ve izolasyonla bezdirme politikasının izlendiği yerlerdir. Bu kamplar kapatılmalı ve göçmenlere toplumsal yaşamdan izole etmeyen insani yaşam alanları sağlanmalıdır.
Kamplar kapatılsın!
Irkçılık ve Faşizm karşıtı mücadeleyi büyütelim!